Geri COVID-19 hakkında yanlış bilgilendirme ile mücadele ederken, basın özgürlüğü zarar görmemelidir

COVID-19 hakkında yanlış bilgilendirme ile mücadele ederken,  basın özgürlüğü zarar görmemelidir

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović “COVID-19’un yol açtığı küresel sağlık problemleri, kişilerin sağlığının ve hayatının korunması için etkili tedbirler gerektirmektedir. Panik ve toplumsal huzursuzluğa neden olabilecek yanlış bilgilendirme ile mücadele de bu tedbirler arasındadır. Ne yazık ki bazı hükümetler bunu, basın özgürlüğü alanında orantısız kısıtlamalar getirmek için mazeret olarak kullanıyor; bu durum, durdurulması gereken ve amacına zarar veren bir yaklaşımdır. Özellikle kriz zamanlarında değerli özgürlüklerimizi ve haklarımızı korumalıyız,” şeklinde konuştu.

“Geçen haftalarda, parlamentolar, hükümetler ve yerel makamlar gazetecilerin ve medya aktörlerinin çalışmalarını açık bir şekilde engelleyen ve halkın haber alma hakkını kısıtlayan bazı kanun, kararname veya kararlar kabul etmiştir.

Macaristan ve Rusya Federasyonu’nda pandemi konusunda haber yapan gazeteciler, yeni kanunlar kapsamında “yanlış bilgi” yaymaktan beş yıla kadar hapis cezası dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlarla karşılaşıyor, Azerbaycan’da ise, son değişiklikler, internet haber sitesi sahiplerinin “zararlı bilgiyi” çevrimiçi şekilde yaymasını engellemek amacıyla onlara bazı yükümlülükler getirmiştir. Romanya’da bir kararname ile, ilgili makamlara, COVID-19 ve önleyici tedbirlere ilişkin “yanlış bilgi” veren içeriği haber yapan web sitelerini engelleme ve söz konusu içeriği kaldırma yetkisi verilmiştir, karara itiraz olanağı da yoktur. Bosna-Hersek’te, paniğe yol açabilecek bilgiyi yayanları cezalandırmaya yönelik kararnameler ve yasa teklifleri, sosyal medya platformları kapsamında ifade özgürlüğünün ve gazetecilerin faaliyetlerinin kısıtlanması riskini taşımaktadır. Son olarak, Ermenistan’da, virüs salgını ile ilgili resmi kaynaklarla bire bir örtüşmeyen tıbbi ve epidemiyolojik karakterde bilgi yayımlanmasını yasaklayan sert kuralların kabul edilmesini takiben, bazı gazeteler ve web siteleri belirli haberleri silmek zorunda kalmıştır.

Bilgiye erişim ise, hükümetlerin pandemi ile mücadele etmek amacıyla aldığı tedbirlerin ikincil mağdurudur. Bununla birlikte, uluslararası uzmanlarca yakın zamanda yayımlanan Ortak Bildiride belirtildiği üzere, kamu sağlığı ile ilgili acil bir durum yaşandığı sırada, gazetecilik çok önemli rol oynamaktadır. Tehlikeyi anlamak ve kendilerini korumak amacıyla bireysel tedbirler almak için halkın zamanında bilgilendirilmesi şart olsa da, bazı üye ülkelerde bilginin filtrelenmesi durumu ve haber alma özgürlüğü taleplerine karşılık verirken gecikmeler gözlemlenmektedir. Çek Cumhuriyeti, Sırbistan ve İtalya’da, basın toplantılarına katılması, sağlık yetkililerinden bilgi alması veya kolluk güçlerinin operasyonlarını belgelendirmesi engellenen gazetecilerle ilgili davalar rapor edilmektedir.

Bakanlar Komitesinin gazeteciliğin korunması, gazetecilerin ve diğer medya mensuplarının güvenliğine ilişkin (2016)4 Sayılı Tavsiye Kararında vurgulandığı üzere, gazetecilerin, tacize veya saldırıya uğrama korkusu olmaksızın güvenli koşullarda çalışabilmesi çok önemlidir. Ancak, Türkiye’de bazı gazeteciler COVID-19 ile ilgili haber yaptıkları için göz altına alınmıştır. Slovenya’da, hükümetin pandemiye karşı aldığı tedbirler ile ilgili bilgi talep eden bir gazeteci, koalisyon hükümetinin lideri olan siyasi partiye yakın medya unsurları tarafından bir karalama kampanyasının hedefi haline getirilmiştir.

Bu pandemi sırasında, hükümetlerin, daha önce benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kaldığı konusunda şüphe yoktur. Ancak bu durum, basının üzerine gitmek ve kişilerin bilgiye erişimini kısıtlamak için bir mazeret olamaz. Gazeteciler ve medya çalışanları kamu yararına hizmet ederek vazgeçilmez bir görev yerine getirmektedir. Gazetecilik faaliyetlerine zarar verilmemeli, bu faaliyetler korunmalıdır.

Bu nedenle, tüm Avrupa Konseyi üyelerini, basın özgürlüğü ve medya özgürlüğünü korumaya ve yanlış bilgilendirme ile mücadele tedbirlerinin gerekli ve orantılı olmasını ayrıca Parlamento ve ulusal insan hakları kurumları dahil olmak üzere düzenli denetime tabi tutulmasını sağlamaya davet ediyorum. Yanlış bilgilendirme ile mücadeleye yönelik tedbirler asla gazetecilerin ve medya aktörlerinin faaliyetlerini engellememeli veya İnternet içeriğinin gereksiz yere engellenmesine neden olmamalıdır. Bu standartlara uymayan kısıtlamalar getiren ülkeler, bu kısıtlamaları acilen yürürlükten kaldırmalıdır.”

Starsbourg 03 Nisan 2020
  • Diminuer la taille du texte
  • Augmenter la taille du texte
  • Imprimer la page