Dünya çapında yaşanan bu kriz döneminde ülkeler, COVID-19 salgını karşısında benzeri görülmemiş tedbirler almaktadır. Pek çok ülkede, enfeksiyon riski veya hastalığın daha da yayılmasını önlemek için vatandaşlara evde kalma çağrısı yapılmış, bazı ülkelerde ise sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
Yaşanan bu durumun hane içi şiddet riski altında olan kadın ve çocukları olumsuz yönde etkileyeceğine ilişkin endişeler, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejčinović Burić de dâhil olmak üzere pek çok kişi ve kurum tarafından dile getirilmektedir. 27 Mart 2020 tarihinde Alman Basın Ajansının sorularını yanıtlayan Sn. Pejčinović Burić, üye ülkelerden edinilen bilgilere göre son birkaç hafta içinde evde kalan kadın ve çocukların şiddete veya istismara uğrama riskinin arttığını ifade etmiştir.
Her geçen gün daha fazla ülke tarafından polis müdahalesini gerektiren hane içi şiddet vakıalarında artış olduğu, ancak yardım hatlarına ulaşan kişilerin sayısının düştüğü bildirilmekte; bu da kadınların bu süreçte şiddet failleriyle aynı evde kalma riskinin gerçekleştiğini göstermektedir. COVID-19 nedeniyle getirilen sokağa çıkma kısıtlamalarıyla ilgili yaptığı bir konuşmada Kadınlara Yönelik Şiddetle ve Hane İçi Şiddetle Mücadele Konusunda Uzmanlar Grubu (GREVIO) Başkanı Marceline Naudi, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesine (İstanbul Sözleşmesi) taraf olan tüm devletlerin salgın zamanında dahi Avrupa Standartlarını muhafaza etme sorumluluklarını hatırlatmıştır. GREVIO “Tüm Taraflara, hizmet sunumunda devamlılığın sağlanması ve kolluk kuvvetleri, sosyal hizmetler, yargı, uzman destek hizmetleri ve bakanlıklar da dahil olmak üzere ilgili tüm aktörlerin katılımıyla şiddet riski altındaki kadın ve kız çocuklarına destek ve koruma hizmeti sunmaya devam edilmesi çağrısında bulunmaktadır”.
Avrupa Konseyi, COVID-19 salgınına karşı alınan sosyal mesafe veya izolasyon tedbirleri nedeniyle pek çok kurumun işleyişinde zorluklar yaşandığının ve salgının büyük bir hızla yayılmasının birçok ülkenin sağlık ve sosyal hizmet sistemleri üzerinde büyük bir yük oluşturduğunun farkındadır. Ancak, bu süreçte kadına yönelik şiddet ve hane içi şiddet mağdurlarına yönelik hizmetlerin ilgili makamlarca muhafaza edilmesi ve mağdurlara yeterli düzeyde hizmetlerin sunulması büyük bir önem arz etmektedir. Şiddet mağdurlarının yardım çağrısında bulunma imkânlarının giderek zorlaştığı bu koşullar, mağdurlara yönelik destek hizmetlerinin sunumunda normal zamanlara kıyasla çok daha atik olunmasını gerektirmektedir.
Avrupa Konseyi, salgının kadına yönelik şiddet veya hane içi şiddete maruz kalma riski altında olanlar için teşkil ettiği bu zorluğun üstesinden gelmek, risk altındaki kişilerin güvenliğini ve en nihayetinde de insan haklarından faydalanmalarını sağlamak için çalışmalar yürüten tüm makamları desteklemektedir.
